Yeniden İnönü Yaylasına Merhaba

0
5100

Bahar geldi. Ağaçlar çiçek açtı, derelerin azgın suları sakinledi..Yaylalara yolculuk zamanı da başladı. İnönü yaylası İstanbul’a en yakın yaylalardan . Samanlı dağlarının üstünde yer alan İnönü yaylasının kuzeyi İzmit, Güneyi ise Pamukova…Yaylada yaşam yok. Sadece bu aylar ve yaz aylarında çıkan yayla sakinleri bulunuyor. Yaylanın girişinde yerleşik evler görmek mümkün. Buradakiler daha çok hayvancılıkla uğraşıyor.

İnönü Yaylası hakkında bilgileri daha önceden yayınlamıştım. 2007 İnönü Yaylası ve 2008 İnönü Yaylası yazılarından erişebilirsiniz. İnönü Yaylası haritası:

Gezi Künyemiz:

Konum: İnönü Yaylası
Rakım : 1200 m
Tarih:
05 Haziran 2011
İstanbul’a Uzaklık : Yaklaşık 124 Km
Süre: 2 Saat. Geze geze 2.5-3 saat
Konaklama : Yok.
Gezi Notu: Çevreyi koruyun. Doğa gezisi için gidin. Çöplerinizi geri götürün. Gördüğünüz çöpleri toplayın. Aracınızla ve motosikletinizle dere içinde geçmeyin. Dere içindeki canlılara zarar veriyorsunuz. Bu sözümüz offroad ve motosiklet meraklıları için.

Yayla kuzey doğudan güney batıya doğru uzun ince bir yayla. Yaylanın ortasında akan dere yazları kuruyor. Dere’nin kaynağı ise henüz keşfini tamamlamadığımız İnönü Mağarası. Yaylanın 2 KM ilerisinde Ercuva Yaylası bulunuyor. Ercuva yaylasından yol takip edilirse aşağıda Hüseyinli ve ardından Çilekli köyü’ne varılıyor. Çilekli Köy’ü adı üstünde köy ve çevresinde çilek tarlaları bulunuyor. Söylendiğine göre de çilekleri oldukça lezzetliymiş.

Pazar sabah erken kalkıp kahvaltımızı her zamanki gibi Yuvacık barajının bitimindeki Mahirin yerinde yapıyoruz. Bu tarafa geldiğimiz Mahir’e mutlaka uğrar çayını içmeden geçmeyiz. Yolunuz bu tarafa düşerse kahvaltısı ve alabalığını mutlaka deneyin. Aslında kiremitte tereyağda yapılan mantarı da oldukça lezzettli.

Mahir’in Yeri:

Hemen yukarıda yer alan şelale görülmeye değer.

Mahir’in yerinden ayrılarak İnönü Yaylası yolunu tutuyoruz. Tepelere doğru çıkarken Yuvacık barajı güzel görüntüler oluşturur. Ara ara mola verip bu güzelliği seyrederek ilerleyin.

Yolu seyretmek mi yoksa ilerlemek mi ? Yolun büyük bir kısmı bu şekilde geçiyor. Yaklaşık bu yol 10 Km civarında. Yolun düzgün olduğu bir yerden kare alıyoruz:

Bu güzel havada İnönü yaylası yine bizi büyülüyor:

Dere içinde bulunan semenderleri izliyoruz:

Biblo zaman zaman çalılıkların arasına gömüldü. Temiz havayı ve sessizlik için dinlendik.

Henüz havalar yeni ısınıyor. Mantarlar gölge ve nemli alanlarda bol miktarda yer alıyor. Bazılarını şekli epeyce enteresan.

Biblo’nun yanında beyaz görünenler büyük mantarlar:

Yayla’nın Ercuva çıkışına doğru ilerlediğimizde yaylada karşılaşmaya alıştığımız bir yüz görüyoruz. Fahrettin Bey’le karşılaşıyoruz. İzmit’te oturan Fahrettin Bey her fırsatta burada soluğu alıyor. Yine o lezzetli çayından ikram ediyor bizlere. İşte Fahrettin Bey’in kulübesi

Sonrasında söz ettiği bir su ve yaylaya doğru yürüyoruz. Göknar ağaçları arasında yaptığımız 30 dakikalık yürüyüş nefesimizi açıyor.

Arkasında papatya ve menekşe denizine varıyoruz:

Geriye dönerek mağara önünden ileriye doğru Biblo eşliğinde bir yürüyüş daha gerçekleştiriyoruz.

Yaylayı kaplayan çiçekler yaylayı renklendiriyor.

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çiçek deryasının ortasında

Bu güzelliği ne kadar bırakmak zor gelse de güneş batmaya başladı. Bizde evimize doğru yola koyulduk. Gelecek bahar yine uğramak ümidiyle buradan ayrılıyoruz.

Yaylanın bu şekilde kalabilmesini çok isterim ama her geçen gün bilinçsizlik burayı da kirleteceklerdir. Çöpünü geride bırakma kirliliği sona ermedikçe, araç camlarından meyve kabukları, kağıt peçeteler atıldığı sürece bu kirlenme devam edecek. Neyseki zor ulaşımı biraz daha burayı gözlerden ırak bırakıyor. Hani giderseniz bu güzellikleri korumak adına gittiğiniz temiz bırakın. Ateş yakılan yerde ateş yakın.Zorunlu olmadığınızda ise yakmayın.

 

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here