Hava ansızın bozdu (Batı Karadeniz-2)

2
932

Geçen sefer ilk gününü yayınladığımız gezinin 2.günü de çok keyifliydi. Ancak havanın ansızın bozması sonucunda ne doğru dürüst bir fotoğraf ne de planladığımız rotayı takip edebildik. Aslında rotamızı ne olursa olsun uyardım ama Ereğli’den ayrılmamız geç oldu. Anne yemeklerini terk etmek kolay olmuyor.

Dönüş rotamızı Ereğli-Akçakoca-Melenağzı-Karasu-Kefken-Kerpe-Ağva olarak planlamıştık. Amacımız denizden mümkün mertebe ayrılmadan kıyıdan ilermemek ve Karadeniz’in güzelliklerini paylaşmaktı. Ancak Kefken’e geldiğimizde saatimiz ve havanın durumu ilerlemeyi riskli kıldığı için Kandıra yolundan geri dönmek zorunda kaldık. Sonuçta Biblo Kefken’e geldiğimizde üşümeye başlamıştı. Bu tür durumlar için arkada bulunan çantada Biblo’yu saracak yedek bir tşört,polar vb. bir şey bulunuyor. Biblo’yu Kefken’de sarmaladıktan sonra molalı evimize döndük. Ama bu sefer Bibloda bende üşüdük..

Alaplı çıkışındayız. Karadeniz’denki kıpırdanmanın farkındayız ama şu an için önemsemiyoruz.


Akçakoca’yı geçiyor sonra Karaburun’da tekrar Karadeniz’le buluşuyoruz. Kısa bir ayrılık bile Karadeniz’i görüncü mutluk oluşturuyor. Motorumdan inmeden fotoğraf makinesinin denklaşörüne basıyorum. Biblo ben durunca o durmuyor çantadan çıkıyor….

Bu arada Biblo çevredeki ağaç, dere, çayır kokularını o kadar çok seviyorki. Sürekli burnu ıslak oluyor. Köpekler daha iyi koku alabilmek için burunlarını ıslatırlar. O kadar güçlü burunarı vardır ki bizde 200 kata varan daha fazla koku duyuları gelişmiştir. Genellersek burunları ne kadar uzunsa o kadar iyi koku aldıkları söylenir. Yani onlardan bir şey kaçmaz..

Birde Biblosuz bir fotoğraf. yolun her iki tarafı fındık bahçeleri, önümüzde ise Karadeniz. Daha ne isteyelim…

Sonra Melenağzı’na geliyoruz. Biblo ile burada 15 dakika kadar dinlenip denizi seyrettikten sonra yolumuza devam ediyoruz.


İşte Karadeniz’e dökülen güzel bir çay daha..


Karasu’ya geldiğimizde rüzgar sertleşti. Burada durup montumun kışlık içliğini takmak zorunda kaldım. Biblo ile henüz üşümüyoruz ama Karadeniz tecrübeme göre ilerisinin hiçde iyi olmayacağı yönünde..Karadeniz’in bir önceki günkü durumu yok.

Evet Sakarya nehrinin yolculuğunun son bulduğu ve denizle buluştu noktaya geldik. Burası İhsaniye.. Balıkçı kasabası. Buraya gelipde Balık lokantalarına uğramazsanız çok pişman olursunuz. Fiyatları çok uygun, her şey ise çok taze.


Sonra asfaltı bitirdik. Cami Köy’den sonrası toprak yol. Ortaköy’e kadar burası toprak yol. Aslında vaktimiz olsaydı hemen Cami Köy’ün yanında olan Acarlar Gölüne gidecektik. Artık bir dahaki sefere..Bu yolun denize olan kıyısı çok büyük bir kumluktan oluşuyor. Çöl filmi çekmek için ideal bir yer.



Toprak yolu bitiriyor Ortaköy çıkışına geldiğimizde Karadeniz’in etkileyici yeşilliği ile karşılaşıyoruz. Biblo çantada beklerken bende kareleri fotoğraflıyorum.


Kefken’e geldiğimizde hava iyice bozmuş halde. Artık rüzgar sert esiyor. Anlıyoruzki buradan Kandıra yoluna sapmalıyız.

Dönerken üzüntülü şekilde Kerpe ve Ağva yoluna bakıyoruz. Ama buralara saparsak biliyoruzki kesin Biblo hasta olacak. Biblo’yu indirmek için Kandıra yolunda mola veriyoruz.

Güneşi İzmit Derince’de batıyoruz. Artık mola yok, hava kararmadan evde olmamız gerekiyor.

Biblo eve gelince su ve mamasını yiyip deniz manzaralı sepetine uykuya daldı.. Sanırım gezdiğimiz yerlerin rüyasını görüyor..

2 YORUMLAR

  1. Harikasınız yaaa 🙂

    Sizi canı gönülden takip ediyorum…

    Köpekleri çok seviyorum, doğayı çok seviyorum, bir de motosikleti çok seviyorum…Siz de üçü de mevcut 🙂

    Sizi okumayalım da kimi okuyalım.

    Ayşegül ÖNDER
    Çan-Çanakkale

  2. Çok teşekkürler Ayşegül.. Sizlerde bizlerden az kalmıyorsunuz. Motosikletle tam gaz gezilere devam ediyorsunuz.. Daha nice geziler yapmanız dileğiyle..

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here