Biblo ile uzun zamandır düşündüğümüz gezimizi yaptık. 2 gün süren gezimizi yine adım adım anlatacağız. Biblo yine süper.. Neden? Gezilerden sonra oyun oynuyor hatta biraz da ihtiyaç gezisi yapıyoruz. O kadar gezmiş olmamız rutin yürüyüşlerimizi etkilemiyor. Eeeee o kadar suyu bende içsem bende ihtiyaç duyarım. Ama gezi performansı gerçekten çok iyi.. Eee sırt çantasında otur, canın istediğinde rüzgara doğru kafayı çıkart, istediğin zaman yan gel yat..
Gezimiz hakkında kısa bilgi vereyim. Biblo ile 21 Nisan sabahı çıktığımız gezimiz’, 22 Nisan Akşamı yine evimizde noktalamak üzere planladık. Her gezimide olduğu gibi amacımız belirli bir noktaya varmak değil ama bu sefer amacımız Kdz.Ereğli’ye gidip gelmek. Kdz.Ereğli benim için özel bir yer. Benim büyüdüğüm yer. Tüm çocukluğum oralarda geçti. Annem ve babamlar halen oradalar. Doğası, kültürü ile Türkiye’min güzel yerlerinden biri. Gideceğimiz yer belli ama giderken uğrayacağımız yerler her zaman olduğu gibi bilinmez yerler 🙂
Bu başlık altında gezinin sadece ilk günü var.
İlk günkü rotamızı özetle şu şekilde tasarlamıştık: Gebze-Ağva (Pınarlı-Bağıranlı ara yollarından)-Kerpe-Kefken-Karasu-Akçakoca-Alaplı-Ereğli olacaktı. Ancak Gebze tarafına geldiğimizde devam edelim dedim. İzmit’ten Kandıra yolundan Ağva’ya gideriz diye düşündüm. Ama İzmit’e geldiğimizde uzaktan Kartepe’yi gördüm ve yılın son karını bir görelim dedim. Kar serinliğini hissetmek istedim.Biliyorsunuz Biblo’da çok seviyor ve son kez Kandıra kavşağının altında durduk ve düşündüm… Vee karar : Kartepe bekle bizi geliyoruzzz diyip bastık gaza..
Geziler hakkında bilgi. İlk gün yaklaşık geze geze olan yolculuğumuz 9 saat aldı ve 264 KM yol aldık. 2. gün ise 8 saat sürdü ve 253 Km yol aldık. Gidiş ve dönüş haritamızı aşağıda verdim.
İlk durağımız Kartepe. Kartepeye çıkışta manzara çok güzel. Bir ara baktığıda sağımda Sapanca gölünü solumda ise Marmara denizini görüyordum.
Kartepe’deki otel çok güzel. Kışın buraya gelip bi hafta sonunu geçirmek lazım. Daha otele gelmeden güvenlik görevlisinin kibar davranışı, çalışanların güleryüzü kalite ve iyi organizasyonu işaret ediyor. Üstelik bu mevsimde dahi telesiej’ler çalışıyordu.
Sonra karlı bölgelere gitmek için yürüyüşe başlıyoruz.
Biblo karı görüncü dururmu.. O önden ben arkadan gidiyoruz.
O gitti geldi bile karlı tepeye…Eeeee 4×4 biblo her yere kolay gidiyor tabi.
Zirve’ye telesiej ile çıkılabiliyor. Gidiş-dönüş 30 dakika alıyormuş. Fiyatı ise kişi başına 5 YTL. Kesinlikle değebilecek bir fiyat.
Kartepe inişinde Kuzuluk yaylasına uğruyoruz. Burada yol toprak ama manzara süper.. Yayla düşündüğümüzde ufak. Yaylada hiç indemeden geri dönüyoruz. Ama karlı yol çok güzel. Biblo ise resim çekilirken sabırsız şekilde bende ineyim diyerek patilerini dışarı alıyor hemen.
Sonra buradan ayrılıp tekrar yola çıkıyoruz. Adapazarında başka bir motorcu ile ışıklarda karşılaşıyoruz. Yeşi ışık yanıncaya kadar nerden nereye gittiğimizi ve adlarımızı söyleyebiliyoruz ancak. Mardin diyor amca.. Sonraki ışığa kadar yanlış anladım diyorum. Sonraki ışıkta tekrar yanına gidiyorum ve nereye gidiyorsunuz diye tekrar soruyorum. “Mardin “diyor.. Şurada tamircime uğrayacağını söylüyor ve beni çay içmeye davet ediyor. Biblo ile daveti kabul ediyoruz. Biraz sohbetten sonra motoru ile tüm Türkiye’yi gezdiğini öğreniyoruz. Adı Ümmet Abi. Çok sıcak bir sohbetimizi yapıyor ve izin isteyip Karasu’ya doğru yola çıkıyoruz.
Yaklaşık 2 saat önce karlar içinde olan Biblo şimdi ise sıcak havada deniz kenarında keyif yapıyor..Rüzgar yok, güneş iyice ısıtıyor, deniz ise berrak ve dalgasız.
Sonra Melenağzında’yız. Balıkçı kasabası olan Melenağzı’nda otel ve pansiyonlar mevcut. Mutlaka yazın kamping alanlarıda vardır. Melenağzı’nı terk edip, karadeniz’e Akçakoca’ya kadar veda edeceğimiz son nokta olan Karaburun’da duruyoruz.
Akçakoca-Düzce kavşağını geçiyoruz ve Karadeniz’le tekrar buluşuyoruz. Gölgeler uzuyor, gün batımı yaklaşıyor.
Ne kadar gün batımı yaklaşsada duramuyoruz yerimizde ve gördüğümü toprak yoldan içeri gidiyoruz. Muhteşem güzellikte bir yer. Berrak akan dereden ve bol yeşillik. Çayırlık bir alan görüyoruz ama dere önümüzde. Motorumuzla dereden geçiyoruz ve çayırlıkta duruyoruz. Dere düşündüğümden derin çıkıyor. Zincirlere kadar suya batıyoruz.
Akçakoca-Alaplı sahili arası
Güneşin batmasına yakın Ereğli’ye geldik.. Harika bir manzara keyfi yaşarak geçirdiğimiz bu yolculuğun sonunda Ana-Baba evimize geldik.