Gezi Bilgileri
Mesafe: Tuzla-Hacıllı 64 Km. Toplam 128 Km
Hacıllıya Ulaşım Süresi: 1 saat 20 Dakika
Yılbaşı akşamı geleneksel olarak yine Ablamlarla beraber kutladık. Ablam, namı değer Misscilek yine enfes bir sofra kurdu bize.. Biblo ise mama rejimini bozarak bu akşama özel tavuk yedi.
Ertesi gün için Ercova yaylası planlarımdayken, havanın soğuk olmasından dolayı buz ve kar endişesiyle ikinci alternatifimiz olan Hacıllı köyü’nden Göksu deresi kıyısında yürüyüşe karar kıldım. Göksu deresi gerek tabiatı gerek derenin sunduğu güzellikler ile yürümek için ideal bir parkur. Bu sefer hep gittiğimiz dere kıyısı yerine daha ilerisinde olan farklı bir yere aracımızı park ettik.
Biblo tabi anında çimende.. Hazırlığımı tamamlar tamamlamaz yürüyüşümüz başladı. Varış saatimizi göz önünde bulundurarak en fazla gidiş geliş 2.5’lik bir yürüyüş planladım. İlk önce Hacıllı kıyısından başlayan yürüyüşümüzü daha sonra köprüyü geçerek karşı kıyıdan sürdürdük.
Köprüyü geçtikten 100 metre sonra çamur zeminin kayganlığından kendimi yerde buldum. Neyseki sadece pantolunumun sağ tarafı çamurlandı. Sonra aklıma geldi, batonları arabada unutmuştum. Neyse hemen iki tane sağlam dal bularak baton fonksiyonunu tamamladık.
Yürüdüğümüz patikadan daha önce koyun sürüsü geçtiği için çamur iyice dövülmüş, dolayısıyla botlarım çamur doluyor ve sürekli kayıyorum. Kendi kendime karşı kıyıya bakıp, “Karşı kayı daha iyiymiş. Dönerken geçecek bir yer bulursak oradan dönelim” diyorum. Bu düşünce ile giderken bir yandan da geçiş yapabilecek bir yer gözüme kestirmeye çalışıyorum.
Bir düzlüğü çıktığımızda ileride koyun sürüsü gördüm. Sürü varsa köpekde olacağından hemen emniyet gereği durduk. Biblo’ya yanıma gelmesini söyledim. Ciddi olarak söylediğim zaman hemen geliyor. Arkama geçti ve sürüyü daha iyi görmeye çalıştım. Hemen bize yakın tarafta yatan çoban köpeğini görünce orada mola vermeye karar verdim. Etrafı kolacan ederken, tepeye doğru yönelmenin daha iyi olacağını düşünerek tepeye doğru çıktık. Sürü gelirse bizi görmeden geçerler bu sayede köpek problemi yaşamazdık. Aslında diğer alternatifde Biblo’yu sırt çantasına alıp geçmekti ama 45 dakikadan beri yürüyorduk ve ikimizde yorulduğumuzda mola vermenin iyi olacağın karar verdim.
Biblo ile tepeye çıkıp, rahat oturabileceğimiz bir yer bulduk. 45 dakika yürüyüş üstüne birde tepeye çıkınca iyice ter bastı. İçime termal giydiğime aslında pişman oldum. Hafif bir esinti vardı ama güneş yeterince ısıtıyordu. Montumu ve çantamı çıkartıp yere koydum. Biblo’da iyice yorulmuş olacakki hemen montun üstüne yatarak dinlenmeye başladı. Bu arada bende soluklanarak biraz etrafı izledim. Canım sıcak bir şeyler çekince hemen bir kahve hazırladım. Orada yaklaşık 20 dakika kadar durduk.
Baktım sürü bize doğru gelmiyor ilerliyor, bende daha ileri gitmemeye karar verdim. Bu arada ileride agaçtan bir köprü yapmışlar. Tabi bildiğimiz köprü değil. Biraz akrobasi gerekiyor. Ağacın üzerinden kıyıya geçmek gerekiyor. Biblo kendi başına geçemeyeceği için kucağımı alıp, geçiş denemesi yapıyoruz ama bir yandan boynumda fotoğraf makinesi bir yandan Biblo, bir yandan da tutunmaya çalışmanın riskli olacağını düşünorum ve deneyi iptal ederek geldiğimiz yoldan dönüşe başlıyoruz. Tabi arada sırada Biblo ile oyun oynuyor sonra yolumuza devam ediyoruz. Oyunumuz şu şekilde: Biblo yerim seni diyorum ona atak yapacak gibi yapıyorum oda çevremde son hızla koşturuyor. Diğer bir oyunumuzda ben kaçıyorum o beni kovalıyor.. Sonra geri dönüyorum o kaçıyor.
Yarı yürüyerek yarı oynarak arabamızın yanına varıyoruz. Karnımız aç. Hemen odun toplayıp ateşmizi hazırlıyorum. Ateş köze gelinceye kadar gazetemi okuyorum. Biblo ise çevrede keşif gezisi yapıyor. Bi ara bakıyorum, Biblo yok… Ben seslenince çalıların arasından çamur içinde çıkıyor. Anlaşılan dere kenarına inmiş, orada da çamurla uğraşmış. Gel sucuk var diyince hemen koşa koşa geliyor. Sucuklarımızı kıvama gelmiş ateşte bıcakla sıyırdığım dallara takıyorum. Enfes bir sucuk yaparak Biblo yiyoruz. Biblo’nun hakkı az. Çünkü akşama mamasından yemesi gerekiyor. Israr ettiği için minik minik vererek oyalıyorum onu.
Saat 10:00 başlayan yolcuğumuz saat 15:00 olunca tamamlanıyor. Biblo çamurlu patileri ile arabaya bineceği için ön koltuğa montumu seriyorum ve Biblo ön koltukta yerin alarak eve geri dönüş yolculuğuna başlıyoruz.