Güre: Kazdağlarının Etekleri

0
868

Cuma günü Bursa’da işim olunca hemen hafta sonu için alternatif gezi planı yapmaya başladım. Baktım Kazdağlarına yaklaşıyoruz, o zaman ne zamandır gitmek istediğimiz Kazdağlarına karar kıldık. Böyle olunca Biblo’da Bursa’ya geldi. Maalesef işler bitinceye kadar arabada beklemek zorunda kaldı. Elbette sabah gezisi ve toplantı sonrasında ihtiyaç molası gezileri yaparak arabada bekledi.

Geziyi Nuray ve Biblo ile başladık. Sonrasında ise Serhat’ı 3 saatte gelirsin diye kandırarak Güre’ye kadar getirdik. Tabi ki rekor kırarak 430 KM’yi, 4.5 saatte geldi…

Bursa’da işimiz bitince Cuma akşamı konaklayacağımız Zeytinbağı Butik Oteline doğru yol aldık. Zeytinbağı Edremit ile Altınoluk arasındaki Güre’nin çıkışındaki Çamlıbel Köyü içinde yer alıyor. Zeytinbağı gerek yemekleri gerek mimarisi ile özgün bir yer. Zeytinbağı’nın kurucuları ise Erhan Bey ile sanatçı Tuncel Kurtiz. O akşam tek misafirleri bizdik. Kazdağlarının yaban otları ile önden soğuklar epey ilgimizi çekti. En çok değişik gelen çilek soslu pancar köküydü. Sonrasında gelen Kılıç balığı şişi ise damağımızda kalan son lezzet oldu.

Otelde toplamda 8 oda var. Odalardan 6 tanesi taş duvarlardan yapılmış köy mimarisine sahip. Odaların yataklarından tavanlarına kadar olan mimari geleneksellik baz alınarak döşenmiş. Gerek mimari gerek Kazdağlarının havası bizleri büyüledi. Erhan Bey bahçesinin arka bölümünün hiç bir köşesini boş bırakmamış. Bir bölümünde yemekleri hazırladığı otları yetiştiriyor. Aşağı tarafdaki küçük ama bereketli meyve ağaçlarından ise meyve fışkırıyor. 3 Tane minik kivi ağacından yılda 1800 tane kivi alıyorlarmış. Greyfurt ağaçlarının dalları ise meyveleriyle dolu.

Biblo ortamı elbette çok sevdi. Erhan Bey’in kızı Elif ile Biblo iyi anlaştılar. Sabah kalktığımızda Biblo sürekli onunla tüm oteli gezip durdu.

Zeytinbağı hakkında daha detaylı bilgiye http://www.zeytinbagi.com/ web sitesinden erişilebiliniyor.




Kardeşim Serhat yere düşen enfes greyfurt ile poz verirken :

Zeytinbağından ayrıldıktan sonra Kazdağlarına doğru olan su kaynaklarını görelim istedik.Erhan Bey’in tarifi ile Sutüven şelalesi ve Hasan Boğuldu göletine gittik. Zeytinbahçeleri içinde offroad şeklinde gittiğimiz yolun aslında asfalt bir alternatifi olduğunu şelaleye gidince farkına vardık. Araç sevdiği yoldan gitti sanırım.

Sutüven şelalesi Şelalenin aşağısında Biblo kayaların üzerinde zorla poz verirken;
Sonrasında kısa bir yürüyüşle şelalenin yukarısında bulunan Hasan Boğuldu göletine gidiyoruz. Orada kayaların üstünde suyun sesi ile dinlenerek keyif yapıyoruz.

Biz otururken Bibloyu montumun içine alıyorum. Biblo Serhat’a bakarken:
Sonrasında ise bir sonraki kalacağımız Altınoluk’un ilerisinde bulunan Küçükkuyu’daki Carpe Diem bungalow evlerine gidiyoruz. Buranında tek misafiri bizdik, neyseki akşam bir kişi daha geldi. Sezon sonu olduğu için kendi yemek malzelerimizi ve içeceklerimizi kendimiz aldık. Cüneyt’in misafirperverliği ile güzel zaman geçirdik. İşletme sahibi Alp Bey’le, Sibel Hn’ın acil bir iş için İstanbul’da olduklarından tanışma fırsatı bulamadık ama Alp Bey telefonda da olsa oldukça yardımcı oldu. Cüneyt onların misafirperverliğini aratmayacak şekilde bizlerle ilgilendi. Carpe Diem ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.carpediembungalow.com/


Carpe Diem’de rahat bir konaklama yaptıktan sonra Pazar sabahı Asos’a doğru yöneldik. Zeytin ağaçları arasında gittiğimiz yol üstüne tepe bakışı yaptığımız Kadırga Koyu’nunda geride bırakarak Asos’a gidiyoruz.

Asos’a Athena Tapınağı ziyaretimizde Biblo iyice kendi özgürlüğü ilan ederek kendi başına gezmeye başladı.

Sonrasında Asos Antik Liman’a ve oteller bölgesine indik. Yöre halkının sıcak ilgisi önce bizi karşıladı. Ancak sular altında kalan antik limanı bu güneş ışığından göremeyeceğimizi anlayınca bizde çevreyi dolaşmaya başladık. Kendimi denize atlamamak için zor tuttum. Dalış kıyafetlerim yanımda olsaydı kesin suya girmiştim.

Hava kararmaya başlamadan bizde dönüş yolunu tuttuk. 6 saatlik bir yolculuk ile evimize geldiğimizde Biblo yorgunluktan bitkin halde hemen sepetine uzantı ve hiç kıpırdamadan yattı.

Güreden akşam üstünü karelemeyi de ihmal etmedim:
Bu aylarda tatil yörelerinin keyfine doyum olmuyor. Sessiz, sakin, kafa dinlemek için çok güzel zamanlar. Yazları sezon açıldığında bu tür yerlerden uzak duruyorum. Kalabalık hem Biblo hemde benim için yeterince yorucu oluyor.

Bu keşif gezimizde nerelerde kalınır, ne kadar sürede gelinir, Kazdağlarına doğru yapılacak gezilerimizde nerelere gidebiliriz az çok bunları gördük ve dinlendik.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here