Hafta sonu Bursa’da işimiz olunca yine durmadık Assos’a doğru gittik. Daha önceki gidişlerimizde Güre ve Küçükkuyu’da kalmıştık. Bu sefer Asos Liman’a (Behramkale) yakın olabilmek için Asos’da köyün arkasında bulunan Old City House bu hafta sonundaki evimiz oldu. Old City House oteli eski köy evinin restore edilerek yapılmış. Evin orginal yapısı korunarak otele dönüştürülmüş. Otelin sadece 6 odası var. Sakin, özenle hazırlanmış yemeklerden yemek istiyorsanız burası tam ideal bir yer. Odalar ise geniş ve oldukça konforlu. Old Bridge House için http://www.oldbridgehouse.com.tr/ adresinden bilgi alınabilir.
Otele adını veren ve otelin hemen yanında yer alan eski köprü.Köprü 13.yy inşa edilmiş.
Bu sefer Asos’daki amacım akvaryum gibi olan denizinde su altını fotoğraflamak ve izlemek. Asos’un denizi serin ama pek çok Ege kıyısından daha güzel diye bileceğim bir zenginliğe sahip. Suyun kristal berraklığı, su altındaki batık antik limanı burayı özel kılıyor.
Asos çevresi son derece zengin ve dört mevsim dinlence yeri. Hemen yanıbaşınızda Kazdağları ormanları, yaylaları, ilerinde ise Babakale’ye kadar denizi ve doğası ile ufak yerleşim yerleri bulunuyor. Buraya bir kere gelip gezip bitirmek öyle kolay değil. Kazdağlarından akan dereleri, şelaleleri ise görmeye değerli. Hasanboğuldu, Şahindere kanyonuda görülmesi gereken yerlerden. Özetle hem deniz hem doğasına doyum olmayan Asos ve çevresi aynı zamanda kalabalık’tan da uzakta.
Yazları deniz kenarına yapılan iskeler üzerinden denize giriliyor. Elbette kıyıdanda denize girmek mümkün ama taşlık olan denizi bunu zorlaştırıyor. Eğer yanınızda bot (dalış ayakkabısı) götürseniz denize kıyıdan girişi de kolay hale getirebilirsiniz. Biblo’yu denize sokarken bu botlar çok yardımcı oluyor.
Çektiğim su altı fotoğrafları:
Biblo çok sıcaklayınca onu da deniz soktuk. Ama ortada bir kaya bulup orada durmayı tercih etti. Aslında deniz’e girmeyi seviyor ama yine de çekiniyor. Sonrasında özekllikle mutlu oluyor ama bir daha girelim mi tereddütte kalıyor.
Bu bölgenin diğer bir güzel kıyısıda Kadırga koyu. Uzun bir sahile sahip olan bu koyun denizi de son derece berrak. İrili ufaklı kalınacak yerleri barındıran koyda çokda fazla kalacak yer bulunmuyor. Bu özelliiği ile halen bakir kalan koyun hemen arkasından ise zeytin bahçeleri bulunuyor.
Assos Edremit’ye 70 Km uzaklıkta. Edremit’e İstanbul’dan 5 saatlik bir yolculukla geliniyor. Cuma akşamından gelindiği zaman hafta sonu dinlenmek için ideal bir yer. Dilerseniz Bandırma’ya feribotla geçip yolu da kısaltmak mümkün. Eğer yalova’dan doğru gelecekseniz Mustafa Kemal Paşa’da Güvenal tesislerinde yazın dondurmalı, kışın kaymaklı kemalpaşa tatlısı yemelisiniz. Eğer açıktıysanız Susurluk’da durup bir tost ayran içerek açlığınızı yatıştırabilirsiniz. Bu şekilde o 5 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Bu çevrede gezilip görülecek çok yer var. Ancak bizim amacımız deniz olduğu için Assos’a bu gelişimizde dah açok deniz kıyısında kaldık. Bu yıl üçüncü kez geldiğim Assos’a sanırım yıl içinde tekrar geleceğim.