İnönü İni ve Frig Vadisi

0
866

Kuzey-Batı İç Anadolu bölgesinde dolaşıp duruyoruz. Nallıhan’dan Eskişehir, sonra Göynük Sünnet Gölü..Şimdi de klasik Adapazarı-Eskişehir yolu. Uzun zamandır bu klasik yolu kullanmamıştık. Son Kastamonu, Pınarbaşı gezimizde de Nallıhan tarafından Eskişehir’e gitmiş ve bu yoldaki gelişmelerden haberdar olamamıştık. Adapazarından Bilecik istikametine ilerledikçe gelişen, değişen ve doğaya kıyım yapılarak açılan yolu izledik. Yol güzel ama sanki çalışma şekli çok canice.. Onlarca belkide yüzlerce iş makinası, kamyon dağları yok ediyor, derelerin önünü kesiyor, az da olsa yeşil olan yol güzergahını gri taşa çeviriyor. Dediğim gibi yol güzel ama davranış çok vahşice geldi. Yüzlerce karayolu işçisi, umursamaz ve büyük hızla ve gürültüyle çalışan iş makinaları manzarasını yaklaşık 100 KM süren yol boyunca görünce içim daraldı.

Bu daralmışlıkla Eskişehir’de eve ilk adım attıktan sonra “Biblo ile biz gidiyoruz” oldu. Sonra İnönü Türk Hava Kurumu eğitim alanına doğru gittik. Bir umut birileri varsa planör ve mikrolight için bilgi alırız diye düşünmüştüm. Ancak eğitim pistine geldiğimizde sadece güvenlik görevlisi karşıladı. O da her şeyden habersiz. “Ankara’ya soracan” diyip durdu.

Eğitim alanına gelirken, caddenin sonunda dağ ve dağdaki kocaman oyuk ilgimi çekti. Nasıl gidilebileceğini, ne ad verildiği, nedir gibi sorularıma cevap bulduktan sonra aracımızı park edip, yola koyulduk. Yöre halkı “İnönü İni” diyor. Kurtuluş savaşında araç, gereç depolamak ve barınmak için kullanılmış. Hatta ine çıkıştaki taş oyuklarda ateş yakıp, Mehmetçiğe yemek yapıldığı söyleniyor. Kurtuluş savaşı öncesi veya bu doğal güzellik için başka bilgi alamıyoruz.

İnönü İni’nin ne kadar içeri gittiğini sorduğumda zamanında çoçukken 100-150 metre ileri doğru gidebildiklerini anlatıyorlar. Sonrasını ise korkup geri dönmüşler. Ne kadar doğrudur bilinmez. Bende taze mağaracı ve ASPEG’li olarak bilgi almaya çalışıyorum.



Mağara’nın içi oldukça geniş. Biblo bir ara koşturup oyun bile oynadı.

Sonra yukarı tarafa tırmandık. Dik bir yamacın eteğinde olan bu bölge, yerlerin yarı ıslak olmasıyla bizi tedirgin etti. Biblo hemen bulunduğu yerin aşağısı dimdik aşağı doğru iniyor. Bu yüzden Biblo’yu uyararak geri çağırıyorum.

Sonrasında ise termal bölgesi olan Kütahya yoluna doğru gidiyoruz. Daha termallar varmadan Frig Mağarası levhasını görünce köyün içine dalıyoruz. Aracımızı park ettikten sonra karşılaştığımız Sofça Köyü sakinleri ile konuşuyor ve bölge hakkında bilgi alıyorum. Porsuk barajı kıyısında bulunan köy, barajdan önce daha ilerideymiş. Hatta okul ve halen minare eski yerlerinde duruyor. Gittiğimde su geri çekilmiş haldeydi ancak normal su seviyesinin minarenin bulunduğu yere kadar geldiği söyleniyor. Şu andaki ve normal ile kıyaslandığında en az 600-700 metre su çekilmiş durumda.

Baraj’dan iyi balık çıktığını söylüyorlar. Benim boyumda balık avladıklarını, bununda öyle aman aman bir şey olmadığını da belirtiyorlar. Frig Mağara’larından konuyu açtığımda önce temkinli yaklaşıyorlar. Sonradan anlıyorum ki defineci olduğumdan çekinmişler. Barajın bulunduğu vadinin adı Frig Vadisiymiş. Mağaralara erişim ise şu anda en kısa motorlu kayıklarla yapılıyormuş. Önce gidelim istiyorum ancak yalnız oluşum, saatin akşam üstüne yakın olması bu fikrimden vazgeçmemi sağlıyor. Dediklerine göre mağara içinde freskler ve eski yazılar varmış. Bunlardan sonra oldukça meraklanıyorum.


Mağaralara gidemiyoruz ama baraj gölünün kıyısında Biblo ile uzun bir yürüyüş yapıyoruz. Hemen ileri de bir orman görevlisine rastlıyoruz. Sonra bakıyorumki bir Avcı’nın silahına el koymuş, tutanak yazıyor. Tek başına ormancı, muhtemelen yasak kuş avlayan avcıyı tutmuş, tutanak yazıyor. Kaç ilçeden sorumlu olduğunu soruyorum, “17” yanıtını veriyor. Ormanlarımızı emanet ettiğimiz Orman memurlarının maalesef bölgeleri öyle genişki, buraları kontrol altına almaları çok zor. Yardımcı olacağımız bir şey var mı diye sorduktan sonra yanından ayrılıyoruz.


Sofça Köyü ve Porsuk barajından ayrıldıktan sonra Kütahya’ya kadar gidiyoruz. Bu kadar gelip Kütahya’dan porselen almadan gitmek olmaz diyip, bir kaç parça Kütahya Porselen alıp Eskişehir’e geri dönüyoruz. Eskişehir civarı keşif gezimiz oldukça verimli geçti. Frig mağaraları kesin ziyaret edilmesi gerekir diyerek, gezi listemize ekliyoruz.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here