Bu gezimiz Ali Ethem Keskin’in kareleri ve Ali Yamac’ın kaleminde National Geographics Ekim ayında yayınlandı. Derginin bu sayısından da takip edebilirsiniz.
Geçen sene keşfettiğimiz Keş Dağı düdenindeki mağaraya bu sefer çok sıkı hazırlanıyoruz. 2009 yılında 6 kişi keşfettiğimiz mağarayı -175 metre derinlikte bırakmıştık. 2010 yılıında hedefimiz daha derinlere doğru gitmek ve mağarada en fazla keşfi yerine getirmek. Hazırlıklara 3 ay önceden başlıyoruz. 15 kişi, 7 gün, 10 katırlık malzeme ile Keş dağına gideceğiz. İş gücü planlaması, zamanlama, inecek malzenin fazlalığı ve keşif son derece büyük. Mağara büyük ve alınacak ve keşfedilecek şeylerde öyle.
Dizimdeki menisküs yırtığından dolayı ilk önce gidip gitmeme kararında zorlanıyorum. Murat Eğrikavuk ikna ediyor beni.. Yukarıda bunca işi koordine edecek birine ihtiyaç var. Gezi başkanı olarak görev başlıyor. Zaman diyagramları, aşağı inecek malzemenin ne zaman kiminle ineceği planlamak günler alıyor. Sırayla inecek ekipler ve zamanları ve götürecekleri malzemeler hayati önem taşıyor. Doğru zamanlama ve doğru malzenin gidebilmesi için her şeyin iyi planlanması gerekiyor. Zaman kısa, malzeme çok, iş gücü ise fazla değil, yapılacak keşif büyük. Ve herkes büyük haz alıyor…
Bir ekip İstanbul’dan uçak’la Antep ve sonrada minibüsle Maraş’a geliyoruz. Diğer ekip Ankara’dan doğrudan Yeşilgöz’e geliyor. Malzemelerimizin büyük bir çoğunluğu Jandarma yardımı ile Keş Dağı yaylasına çıktı bile. Bizle sadece sırt çantalarımızda taşıdığımız temel eşyalarımızla beraberiz.
Antep’e varışımız ve bizi misafir eden ve edecek olan Anadolu Evi’ndeyiz:
Yeşilgözde’n yola çıkışımız:
Biblo belli noktadan sonra katır üzerinde yolculuğuna devam ediyor:
Yeşilgözden sonra 800 metre yukarıya çıkacağız. Yaklaşık 4 saatlik yürüyüş ve sürekli tırmanış demek. Herkes kondisyon ve moral olarak hazır. Keş dağına ilk defa bu kadar kalabalık çıkıyoruz. Her şey çok iyi düşünüldü. Hava durumu kritik derece önemli. Gezi zamanlaması buna göre belirlendi. Keş Dağı yaylasında hiç bir telefon çalışmıyor. Bu yüzden acil durum ve hava durumu için yanımızda uydu telefonu taşıyoruz. Keş dağın’dan geçen sene yaşadığımız sel tehlikesine karşı önlemli olabilmek amacıyla günlük hava durumu hakkında bilgi almamız önem taşıyor. Belirli saattlerde İstanbul’da Arda’dan hava durumu hakkında bilgi alacağız.
Keş dağına yine karanlık havada varıyoruz. Bu sefer daha rahatız…Çadırlarımızı kuruyor ve yerleşiyoruz. Her zamanki yayla ailesi olan Karadaş misafirperverliğinde yapıyoruz bunları. Ertesi gün Pazar. Malzemeler düzenlenmeli ve ilk ekip girmeli. Murat Eğrikavuk, Ali Yamaç ile ben rahatsız modda giriyoruz…
Mağara içinde ekipler uzun süre kalacaklar. Beslenme ve ilkyardım malzemeleri önem taşıyor. Yiyecekler buna göre seçiliyor. Menekşe bunları özenle belirledi. Aynı zamanda her türlü acil duruma karşı hazırlıklı olabilmek ve en kötü senaryosuna neler yapılabileceğine ilişkin ilkyardım eğitimi almamıza rağmen Menekçe ilk yardım kutuları hakkında bilgi veriyor.
Pazar günü erkenden kalkıp hazırlıkları yaparak ilk ekibi mağara girişnde hazır ediyoruz. Herkesin morali yüksek.
Ben kask kamerası ve dosyalarla son kontrolleri yapıyorum:
İlk ekipten sonra geceli, sabahla ekipler girecek ve çıkacaklar. Ekip olarak bu işi başarmak için elimizden geleni ve daha fazlasını yapacağız. Türkiye ve Dünya çapında bir keşife adım adım ilerlemek çok da kolay değil. Herkesin emeği ve bu işe inancı gerekiyor. İnsan gücüne dayana bu keşifin bize ve doğa tarihine pek çok şey katacağına inanıyoruz.
Aşağıda ekipler çalışırken yukarıdakiler dinlerek bir sonraki girişine hazırlık yapıyorlar.
Yukarıdaki hazırlıklar bu kadar kolay olmadı. Her kişinin ekipmanlarının tamamlanması, moralman hazırlanması, mağara ağzına kadar eşlik edilmesi, malzemelerin koordine edilmesi gerekiyordu. Tüm bunlar sağlanarak hem içeri giren hemde gelen ekipler karşılandı. Zaman zaman beklenenden erken dönen ekiplerin karınları doyuruldu, kimi zamanda aşağıdan gelen haberlere göre ekipmanın değişmesi gerekti.
Mağara içinde kurulan kamplar başarıyla çalışıyordu. Herkes soğuk ve uyumanın zorluğundan söz ediyordu. Yorgun gelen ekipler dinleniyor bir sonraki girişe hazırlanıyorlardı. Mağara zordu. Giren ve çıkan ekiplerin götürdüğü her malzeme büyük önem taşıyordu. Aynı zamanda dönen kişilerin getirdiği bilgilerde büyük önem taşıyordu. Aküler, yedek piller, yiyecek ve içecek aşağıdan gelen gecikmeli bilgi ile ayarlanıyordu. Her ne kadar planlansada plandaki kaymalar hesaba katılarak yeni zaman ve süreler hesaplanıyordu.
Sonunda mağarada 80 saate yakın kalan Erkin dışarı çıktı. Onunla beraber Fatih ve Menekşe yorgunlukla dışarı çıktılar.
Bu arada yüzeyde kalanlar araştırmalara devam ederek iki mağara daha keşfettiler.
Karadaş ailesinin desteği olmadan bu işi başarmak çok kolay değildi. Karadaş ailesinin bize verdiği destekle bu keşif daha iyi sonuçlandırdığımız kesin. Halen telefonlaşıp iletişimi kesmediğimiz aksine sürekli devam eden Karadaş ailesine selamlar. Eyüp abi, eşi Ayşe, kardeşi Zekeriya, eşi Cennet, Eyüp abinin pırlanta çoçukları Enes ve Büşra’ya buradan selamlar. Elbette sürekli yardımlarını esirgemen Ahmet’e teşekkürlerimi sunuyoruz.
Yüzeyden fotoğralarımız:
Mağara girişi ve çıkışlarından:
Malzemelerin yukarı çekilişi:
Ve 300 metrenin başından dönüşle biten keşfin dönüşü:
İnsan emeğiyle,sevda ve ekip ruhuyla Keş dağı keşfinde bir adım daha ilerlendi…Mağara haritaları ve diğer bilgiler için bakınız: www.obruk.org