Biblo ile Amerika’da Doğum

0
2218

Biblo ile 24 saat beraberiz. Sabah kalkar işe beraber gider, öğlen beraber yemek yer, akşam mesaiyi beraber tamamlarr, eve döneriz, beraber uyuruz. Tatiller beraber gider, her şeyi beraber yaparız. Bazen düşündüğüm zaman pek çok kişinin sevgili çoçuklarıyla geçirdikleri vakitten çok daha fazlasını Biblo ile geçiririz.

Nuray hamile kaldığından bebeğimizi Amerika’da dünya’ya getirmeye karar verdik. Hal böyle olunca hep beraber Amerika’ya gitmeye karar verdik. Tabiki her şeyi Biblo ve Nuray’ın rahatına uygun şekilde oluşturduk. Hep beraber gidip 2.5-3 Ay gibi bir süre işten ve evimizden Amerika’da yaşayacaktık. Çok kolay bir karar olmamasına karşın iyi bir plan yaparak ve organizasyonu detaylı planlayarak Amerika’ya gitmeye karar verdik. Ancak bunu oluşturmak çok da kolay olmadı.

İlk önce hangi doktor ve nereye gideceğimize karar vermeliydik. Bu işi yapan şirketlerle konuştuk. Ancak bizi tam olarak tatmin eden bir organizasyon ile karşılaşmakdık. Yetkili birisiyle görüşmemiz uzun zaman aldı. Doktor isimlerini vermekte tereddüt edenler, sorularımızı yanıtlamakta çekinenler olunca gezgin ailesi olarak bu işi kendimizin yapmasına daha iyi olacağına karar verdik. (Aslında yanılmışımız. Düşündüğümüzden her şey daha zor oldu)

Bu karar sonrasında ilk işimiz doktor araştırmak oldu. İnternet’i araştır, çevremizi haberdar et.. Bulduklarını araştır, sor..Sonunda dostum Ersin imdatımıza yetişti. Doktorumuzu onun sayesinde bulduk. Doktor belli olduğuna göre yeri de belirlemiştik. Artık New York’un dibinde New Jersey’e gitmeye karar vermiştik. New Jersey son derece iyi bir nokta. Chicago gibi çok soğuk değil. Saat farklı San Diego gibi değil. Türkiye ile haberlşemek ve işlerimizi hallettmek için 8 saatlik fark daha uygun. Aynı zamanda New York ve New Jersey civarında yapacak çok şey var.

Vize vs. gibi resmi işlemler sonunda kalacağımız kiralık ev aramaya başladık. Düşündüğümüz kadar kolay olmadı. Pek çok alternatife baksakta ancak oraya gittiken sonra evi görerek kiralamanın daha iyi olacağını düşündük. Bu yüzden booking.com’dan otelimizde yerimizi ayırttık. Arkasında uçak biletimizi aldık ve otel rezervasyon zamanlarını da buna güncellerek yolculuk vaktini beklemeye koyulduk. İşte tam bundan sonrası heyecanın arttığı nokta.. New York ve New Jersey’i ne Nuray ne de ben daha önceden gitmedik. Nuray daha önceden 2 Ay Flordi’da da kalmış ve bende iş amaçlı bir haftalığına San Fransisco’ya gitmiştik. Havaalanından inip doğrudan otele gidip, arkasından kiralık ev aramak dışında bir planımız yok.

Günler çabuk geçti…Evimizi kilitleyip bavulları bizi götürecek taksiye yerleştirirken heyecanımız daha dorukta.. Biblo ise gezi sevinci ile bizlere bakıyor. Ancak onu zorlu bir yolculuk bekliyor Çünkü 11 saatlik yolculuk boyunca bizimle beraber kabinde yolculuk edecek. Bu arada tuvalet ihtiyaçının gelmemesi için ona su ve yiyeceği son anlara kadar vermemiz gerekiyor. O içmezken benimde yememem ve içmeme veya onunla azda olsa paylaşmam anlamına gelmekte.

Her zaman olduğu gibi ilgi Biblo üzerinde. Atatürk Havalimanında beklerken:

Uçaktayız:

Amerikada Doğum için yolculuk

Biblo ile Amerika'ya uçuyoruz

Yaklaşık 11.5 saat sonra JFK Havalanına  indik. Pasaport kontrolünü hızla geçtik ancak Biblo’yu ülkeye sokmak için evrakları göstermek için 10-15 dk bekledik. Sonra Biblo’yu gören görevli “Gerek yok” diyerek Biblo’nun Amerika’ya girişini onayladı..

Otele ulaşmamız New York trafiğinde yaklaşık 3 saatimizi aldı. Her şey çok iyiydi ancak bu 3 saat son derece yorucu oldu..Sonradan yolları öğrendikten sonra taksi şöförüne az bile kızdığımı anladım..Bizi Times Meydanının yakınından getirip trafiğin içinde seyahat ettirmesi ve Limuzin servis ücreti olan 190 USD’a getirmesine halen kızarım.

Otele yerleştiğimizin ertesi günü hemen 1 haftalığına araç kiraladık. İyiki de 1 haftalık süreli kiralamışım. Sonrasında çok daha uygun fiyatlarla aylık olarak kiraladım.

Bu süreçte Nuray feci hasta oldu..Hamiliyken hasta olmak hele hele otelde hasta olmak çok kolay değil. Neyseki doktorumuz farklı bir doktora yönlendirerek Nuray’ı zar zor iyi ettik. Bu süreçte kiralık ev arayışı da aksadı. Oldukça ümitsiz hale gelmiştik..Neyseki burada Türkiye’den ablam imdadımıza yetişti. Ablamın arkadaşı Nurhayat abla bize güzel bir ev buldu. Onun sıcak kanlı ve yardımcı yaklaşımı bizim içimizi ısıttı adeta. Bu arada eve yerleşinceye kadar otelimiz değiştirerek biraz keyif yapmaya karar verdik.

Parsippany Sheraton köpekleri kabul ettiği gibi onlara birer yastık ve su kabını da odayla birlikte veriyor. Biblo bu oteli çok sevdi.

Kar yağmaya başladığı Pazar günü Little Ferry’deki evimize yerleştik. Hemen Teterboro havalimanın yanında bulunan evimiz son derece şirin. Geç kalmadan hemen alt komşumuz Burak ve kardeşi Tayanç ile tanıştık. Burak ve Tayanç oradaki kardeşimiz ve Türk dayanağımız oldu..Onların sayesinde sanki o ev hep bize Türkiye toprakları gibi geldi..

Evimizde ilk günümüz:

Eve yerleştikten hemen sonra ShopRite ‘dan alışverişimizi yaparak buzdolabımızı doldurduk..Nuray iyileşti ancak Biblo bu seferde hastalandı. Hava öyle soğukki geceleri -10’u görüyoruz. Gündüzleri ise 3-4 derece olursa sevinecek gibi oluyoruz..Hatta bugün sıcak diyoruz..

Hava soğuk ama öyle güzel bir zamandayız ki..Thankgiving, Christmas, yılbaşı..Her yer rengarenk, her yer ışıklarla süslenmiiş. Her yerde sanki bir tatlı bir telaş, koşuşturma, gülen bol insan.. Hava soğuk ama güzel bir zamanda buradayız.. Mutluluğun en tepe noktasında mutlu insanların arasındayız..

Havalar iyi olunca Manhattan yarımadasına doğru yol alıyoruz. Hani Manhattan’a New Jersey kıyısından bakıyor yüksek gökdelenleri gördüğümde hani bizim Levent ve Maslak var ya. Orası canlanmıştı. Gidince anlayamadığımızı anladım. Devaa gökdelenler sadece yüksek değil, aynı zamanda bir o kadar geniş ve büyükler.. Etkileyici.

Union Square:

Hani şu hep adını duyduğumuz ünlü Times Square. Güzel ama öyle bir esiyorduki, kar suyunda yüzen ben üşüdüm.

Central Park’da Biblo ile bol bol gezdik.

Günler günleri kovaladıkça biz iyice ortama alıştık. Alışverişimizi yapıyoruz, çevre ilçeleri geziyor her gün New Jersey’deki yaşam hakkında daha fazla fikir sahibi olduk. New Jersey’de sıkılmak olası değil. Pek çok ünlü alışveriş merkezi burada. New York hemen dibinizde. İster kiralık aracınızla, ister otobüsle, ister Lumizin servisi ile kolayca ulaşabiliyorsunuz.

Bu arada semtleri, semtleri değerlerini, kafe keyiflerini, Amerikan yemeklerini öğrendik. Hani alıştıkta güzel Amerikan yemeklerine. Çok canımız isterse Paterson’a gidip Türk marketlerinden alışverişimi yaptık. Türk markalarının bulunduğu marketlerde pek çok şeyi bulabilmek mümkün. Herkesde Türkçe konuşuyor ama Türk marketlerinden  alışveriş yapan Amerika’lılarda gördüm.

Genelde doğada bulunmay seviyoruz. Bu yüzden şehirleri çok sevmiyorum. Ancak İstanbul arkasında New York farklı. Hatta New York’dan büyük keyif aldık.

New York metrosunda:

Alışverişi çok sevmiyoruz. Ama alışveriş severler için inanılmaz güzel.. Pek çok turist sadece alışveriş için New York ve New Jersey’e geliyor. Hatta alışverişleri bavulları ile gezerken görebiliyorsunuz. Çok da haksız değiler. Her şey var. Hem de oldukça uygun fiyata. Büyük bavullarla dönerseniz büyük tasarruf sağlayacağını garanti.

Brooklyn Bridge:

iHop’da kahvaltı keyfi.

New York Times hatırası:

Broadway:

Mahallemizde bulunduğumuz pek çok ev güzel süslemelerle bahçelerini ışıklanmıştı. Ama bizim sokağın başındaki evin süslemeleri herhalde en güzelleriydi:

Evimizde:

Hazır Amerika’dayken Biblo’yu tecrübeli veterinerlere göstermek istedik. Nutley’de bir veterinere’i gidip Biblo’nun karaciğerindeki tümorü gösterdik. Amerika ‘da 100 milyonu aşkın kedi ve köpek evcil hayvan bulunuyor. Durum böyle olunca veterinerlerde uzmanlaşma imkanı bulmuşlar. Şunu da söylemeden edemiyorum bizim Türkiye’deki veterinerimiz ve dostum Feridun Kalyoncu’nun deneyimi ve tecrübesi hiç de buradan aşadağı değil. Hatta daha iyi diyebilirim.

Bizi üzen, endişenlendiren olaylarda oldu. Biblo orada bir kere ciddi rahatsızlandı. Bir cumartesi sabahı Biblo kollarımda bayıldı. Hemen yakımızdaki Veteriner kliğine götürdük.  Kore’li Dr.Kim hemen Biblo’ya baktı. Aynen şunları söyledi “Son anlarını yaşıyor. Uyutmamız en doğru seçenek” dedi. Ben Nuray’a dönerek sen girişte beklermisin dedim. Dr.Kim’le yalnız kaldığımda “Biblo’yu yaşatmak zorundasın. Öncelikle o bizim kızımız ve Nuray hamile. Bunu beraber başarmak zorundayız.” dedim. Dr.Kim oldukça şaşırdı. Sonra yüzümdeki ifadeyi görerek deneyebileceğimizi söyledi. Bu süreçte Türkiye’den Feridun Kalyoncu ile konuşarak neler yapabileceğimizi konuştuk.

Çok kısa sürede Biblo’ya uygun kan ayarlandı ve kan verilmeye başlandı. Yılbaşı akşamında Dr.Kim ve ekibi Biblo’nun başında bekleyerek Biblo’nun iyi olmasını sağladı. Nasıl anlarda, nasıl duygularda anlatmak ve tariflemek çok kolay değil.

 

 

 

Paylaş
Önceki haberSerin akvaryumda yüzmek

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here