Zaman zaman İstanbul’da kalıyor ve İstanbul’u gezdiğimizde oluyor. Bunları yayınlamıyorduk. Neden mi ? Birinci sebep Biblo’nun bu gezilere katılamaması. Bir kısım zamanda evde veya uzun zamanlar değilse araçta bekliyor oluyor. Kızkulesi’nin tarihini ve özelliklerini burada anlatmak yersiz. Ama Kızkulesini görmeli, çevreye buradan bakmalı ve tarihini soluklanmak gerek. Kızkulesi bende duygusal bir etki bıraktı. Ne bir şaşkınlık ne de bir hayranlık…
Belirli saatlerde kalkan tekneyle Kızkulesine erişiliyor. Hani istediğiniz zamanda değil. Kızkulesine gelecek ve onu ziyaret edeceksiniz onun kurallarına uyuyorsunuz. Boğaz akıntısı burada çok güçlü. Sığlaşan yüzey akıntısı Karadeniz’den Marmara’ya büyük hızla akıyor. Teknenin seyride bu akıntıya göre yapılıyor. Özellikle tekne kıyıya yanaşırken akıntının gücünü teknenin ilerleme şeklinden daha iyi anlayabiliyorsunuz. Boğaz akıntısının gücünü belkide en iyi görebileceğiniz yerlerden birisi belki de…
Kızkulesi ziyaretini işletmeye gidip orada yiyeceğiniz yiyecek ve içeceklerle değerlendirmeyin. Kızkulesi bana göre tarihi bir mekan. Beklentileri bu şekilde değerlendirmekde fayda var.
İşte Kız Kulesi fotoğraflarımız:
Arada sırada salonda “Macunnn” diye bağıran birisi görünce yadırgayın. O macuncu o tarihi mekana ayrı bir renk katıyor. Neredeyse tüm ömrünü macun satarak sağlamış macuncu amcadan macun almadan geçmeyin. Macuncu amca 76 yaşı ile İstanbul’un unutulmaz renklerinden biri.. Öyle de kalacak..